Nefes Darlığı

Nefes darlığı bitkinlik ile beraber hastaların en fazlaca yakınma etmiş olduğu durumlardan biridir. Nefes darlığı kişinin nefes alamadığı yada nefes alırken zorlandığı anlamına gelir. Kısaca kişiler oksijen ihtiyacının yetmediğini ya da nefes alıp verirken önlendiğini düşünür. Bunun haricinde bazı kişiler bunu göğüste bir ağırlık ve baskı olarak tanım edebilir. Nefes darlığı öznel ve objektif olarak ikiye ayrılabilir. Objektif nefes darlığı objektif parametrelere dayalıdır. Kandaki oksijen seviyesi, kan gazı ya da fiziki muayenede olan nefes, solunum sayısı başlıca kriterlerdir. Bunun haricinde sübjektif nefes darlığı, kişinin objektif parametrelerinin olmadığı kendi hissettiğinin tanımlamasıdır. Mesela, oksijen seviyesi yada öteki kriterleri fazlaca iyi olan bir şahıs bile bazı anlarda ya da durumlarda nefes darlığı hissine kapılabilir.

Nefes darlığı niçin olur? Hangi hastalıklarda nefes darlığı gelişir?

Nefes darlığı çoğu zaman akciğer kaynaklı sorunlardan doğar. Sigara kullanımına, kilo alımına, kondisyon eksikliğine ve çevresel faktörlere nefes darlığı gelişebilir. Sadece altında yatan fazlaca ciddi akciğer ve kalp hastalıkları da olabilir.

Ek olarak nefes darlığı göğüs hastalıklarından başta astım ve KOAH olmak suretiyle kronik solunum sistemi hastalıkları, enfeksiyon (zatürre, üst solunum sistemi, COVID vb) hastalıkları, akciğer doku hastalıkları (anfizem ya da interstisyel akciğer hastalıkları vb) kaynaklı de gelişebilmektedir. İnterstisyel akciğer hastalıklarına akciğerleri tahrip eden bazı iş dallarında karşılaşılır. Çiftçiler, maden, mermer ve tekstil işçileri soluma ile akciğerleri tahrip olabilen risk grupları arasındadır.

Üst solunum sistemi hastalıklarında nefes darlığı gelişebilir. Solunum sistemi hastalıklarında görülen öksürük, balgam, göğüste nefes alıp verirken ağrı hastalar tarafınca nefes darlığı olarak tabir edilir aslına bakarsak göğüsteki ağrılar nefes darlığı değildir.

Bunların haricinde akut ve kronik akciğerde pıhtı (emboli) hastalıkları nefes darlığını bununla beraber getirebilir.  Pulmoner emboli riski uzun süre hareketsiz kalan kişilerde artar. Kısaca 8 saat ve üstü uçuşlar ya da yolculuklar, yatarak tedavi görmek, doğum ve ameliyat sonrası hareketsizlik emboli riski gelişmesinde etkilidir. Zatürre,  COVID ve üst solunum yolu enfeksiyonları nefes darlığına yol açan etkenlerdendir.

Göğüs hastalıklarından diyafram hastalıkları nefes darlığı sebepleri arasındadır. Diyaframın bir tarafının nüzul (paraliz) olması nefes darlığına sebep olabilir. Düşme, trafik kazası, göğüs ve karın bölgesindeki ameliyatlar diyafram sinirinin hasar görmesine ve sonucunda paralize olmasına niçin olur. Paralize olan diyafram nefes alırken kalkar, bu durum da nefes darlığı gelişme riskini ya da nefes intoleransını artırır.

Ek olarak hematolojik ve onkolojik hastalıklar emboli ihtimalini artırır. Şikayetler embolinin lokalizasyonuna ve ilerlemişlik durumuna bağlıdır.

Kan hastalıkları ve kansızlık da nefes darlığı ve halsizliğin en sık görülen sebeplerinden bir tanesidir.

Hormonal bozukluklar, tiroit hastalıkları kalp çarpıntısı yapabilir. Bu hormonal bozukluklardan meydana gelen çarpıntı, ritim bozukluğu benzer biçimde  durumlar bazı kişilerde nefes darlığını tetikleyebilir.

Kalp hastalıkları nefes darlığına başlıca yol açan etkenlerdendir. Akut ve kronik iskemik kalp hastalıkları, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, kalp ritim bozuklukları, kapak daralması ya da kalp kapağında kaçak nefes darlığına niçin olabilir. Bunlar genel anlamda ileri yaşta görülebilir. Ek olarak nefes darlığının doğuştan olan sebepleri olabilir. Kalbin ara duvarlarında delikler oluşabilir, 2 yaşına kadar kendiliğinden kapanabilir. Kapanmazsa cerrahi gerektirebilir. Kalpteki delikler de nefes darlığını ortaya çıkarır.

Nefes darlığının emareleri nedir?

Nefes alamamak, sırt üstü yatamamak (ortopne), belirli sürede daha azca efor sarf etmek (efor intoleransı) başlıca belirtilerdendir. Şahıs bu tarz şeyleri daha ilkin rahatça yapabildiğini sadece sonrasında yapması imkansız hale geldiğini belirtir. Rampa ve yokuş çıkma benzer biçimde efor gerektiren durumlarda kalp damar sistemi ve akciğerlerden daha yüksek bir performans beklenir. Bu anlarda hastaların şikayetlerinin artması söz mevzusu olabilir bu da nefes darlığını bununla beraber getirir.

Objektif olarak kandaki oksijen seviyesi düşebilir ve hastada siyanoz ( kulak memelerinde, parmak uçlarında, tırnaklarda morluklar vb) gelişebilir. Bu da nefes darlığı emareleri arasındadır. Bu durum daha fazlaca ciddi kalp ve göğüs hastalıklarında görülebilir. Kimi zaman nefes darlığıyla beraber bitkinlik şikayeti de olur. Hastanın öyküsünün fazlaca detaylı alınması büyük ehemmiyet taşımaktadır.

Öteki bir grup hastalar ise gece saatlerinde boğulma hissi ile uyandıklarını belirtir. Çoğu zaman kalp yetmezliği ve uyku apnesi olan hastalardır. Uyku apnesi hava akımı zorla izin verilmediği için hava akımı durur ve vücuttaki tüm organların oksijen ihtiyacı devam etmektedir. Nefes durduğu için damarlardaki oksijen seviyesi düşer bu da organlara yansır. Şahıs boğulma hissi ile onlarca kere uyanır. Bununla beraber kalp yetmezliği oluşabilir. Primer kalp yetmezliği söz konusuysa uyku esnasında akciğerler ödemle dolduğundan bu direk nefes darlığı hissi verir.

Nefes darlığı iyi mi çözümleme edilir?

Kan tahlilleri, röntgen, SFT – solunum fonksiyon testi, lüzumlu durumlarda EKG ve akciğer tomografisi nefes darlığında başvurulan testlerdir.

Bazı hastalarda süre içindeki eforun değerlendirilmesi gerekebilir. Mesela; kronik akciğer, kronik kalp ya da pulmoner hipertansiyon hastalarının tertipli olarak efor intoleransı değerlendirilebilir. Bu 6mdk adım atma testleri ile yapılır. Bu sayede kişinin testin başlangıcında ve sonunda efor toleransı metre olarak ve Oz değerleri ölçülür. Süre içinde gerileme oluyorsa kişinin rahatsızlığındaki artışa bakılırsa tedavisi planlanır.

Nefes darlığının tedavisi iyi mi planlanır?

Nefes darlığında yaygın olarak kullanılan tedavi şekilleri bulunmaktadır. Sadece altta yatan rahatsızlığın bulunması ve uzman kontrolünde bu tabloya yönelik tedavinin planlanması büyük ehemmiyet taşımaktadır. Nefes darlığı tedavisinde ilk olarak şahıs kilo aldıysa zayıflaması, sigara kullanıyorsa sigarayı bırakması ve kondisyonu düşükse kondisyonu artırıcı egzersizlere ya da fizik tedaviye yönlendirilmesi sağlanmalıdır.

Kişide astım ve KOAH’tan dolayı bir atak ve buna bağlı bir nefes darlığı gelişiyorsa, ilk olarak hastalıkların tedavisi gerçekleştirilmektedir. Orta ve üstü KOAH hastalarında sürekli bir nefes darlığı söz mevzusu olabilir. Astım hastalarındaki nefes darlığı ise çoğu zaman nemli ortamla temas, sigara kullanımı, ilaçların dikkatsizlik edilmesi durumlarında ataklarla gelişir. Bu yüzden altta yatan hastalığa bakılırsa planlanan tedaviye uyulması, atak geliştirebilecek durumlardan kaçınılması, sigara kullanılmaması benzer biçimde durumlar nefes darlığının gerilemesini sağlayabilir.