Hıçkırık

Singultus, bir öteki deyişle hıçkırık, akciğerlerin alt kısmında bulunan ve kubbemsi bir yapıda olan diyaframın ani ve istemsiz olarak kasılması sonucu oluşur. Normalde şahıs nefes alırken, diyafram kasılarak aşağı doğru hareket eder. Bunun sonucunda göğüs kafesi genişleyerek akciğer kapasitesinin artmasına olanak tanır. Aynı şekilde nefes verirken de diyafram gevşeyerek yukarı doğru hareket eder ve alınan havanın ağız ve burundan verilmesine destek sağlar. Ses tellerinin de bulunmuş olduğu gırtlağın üst bölgesinde yer edinen epiglot olarak tanımlanan kapakçık ise yutkunma esnasında kasılarak nefes borusunu kapatır. Böylece ağızdaki besinlerin yutkunma esnasında nefes borusuna kaçmasını engeller. Hıçkırık ile beraber duyulan ses ise diyaframın birden ve istemsiz olarak kasılması sonucunda akciğerlere hızla hava girmesi ve epiglotun hızla ses tellerinin olduğu bölgeyi kapatması ile oluşur.

Hıçkırık niçin meblağ?

Stres, kaygı ve öteki ani duygusal değişikliklerin diyaframı uyaran hormonların salınmasına ve diyaframdaki kasılmaların oluşmasına niçin olur. Nefes alıp vermemizi kolaylaştıran diyafram ve interkostal kasların istemsiz, ansızın kasılması ile oluşan hıçkırığın fonksiyonu ise tam olarak bilinmemektedir. Averaj olarak dakikada 6 ile 12 kez oluşan hıçkırık, çoğunlukla müdahale edilmeksizin birkaç dakika içinde kendiliğinden geçer. Bazı durumlarda bir aydan uzun devam eden inatçı hıçkırık ise pek oldukca hastalığın habercisi olabilir. Bu yüzden iki saatten uzun devam eden hıçkırık varlığında, uzman hekime başvurmak gerekir. Uzun soluklu ve geçmeyen hıçkırık vakalarında doktor hastanın detaylı öyküsünü dinledikten ve fizik muayenesini yapar. Anamnez alırken, hıçkırığın süresi, ne zamandan beri var olduğu, hıçkırık ataklarının süresi, kullanılan ilaçlar, birlikte rol alan hastalık, alkol, sigara tüketimi ve benzeri mevzular hakkında informasyon sahibi olarak, mevcud organik sebepleri araştırır. Fizik muayene esnasına dış kulak yolu, kulak zarı, baş, boyun ve tiroit muayenesi, kapsamlı nörolojik muayene, göğüs ve karın muayenesi yapar. Lüzumlu gördüğünde, laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme şekilleri de doktor tarafınca istenebilir.

Hıçkırık niçin olur?

Hıçkırık oluşumunun pek oldukca sebebi bulunmaktadır. Çoğunlukla istemsiz hava yutulmasından, aşırı yemekten, gazlı içeceklerden, aşırı alkol tüketiminden ve gastrointestinal, şu demek oluyor ki mide bağırsak sisteminde ani ısı değişiminden doğar. Hıçkırık sebepleri çoğunlukla ruhsal kaynaklıdır. Ani duygu değişimleri, coşku, korku ve stres hıçkırığı tetikleyebilir. Bunun yanı sıra mide gazı, sıcak yiyecek ve içecekler, baharatlı besinler, alkol ve diyabet şeklinde toksik ve metabolik nedenler de hıçkırığa yol açabilir.

Tümör varlığı, travma, menenjit, kalp damar hastalıkları ve ameliyat sonrası genel anesteziye bağlı olarak görülebilir. Ek olarak kullanılan steroid, benzodiazepin türü ilaçlar, antidepresanlar, antibiyotikler dijital preparatlar, göz tansiyonu, guatr, zatürre, kalp zarı iltihabı, kalp krizi, karaciğer, bağırsak, pankreas hastalıkları, astım, farenjit ve kulakta yabancı cisim varlığı hıçkırık oluşumunu tetikleyebilir. Kimi zaman tek başına hıçkırık, kalp krizinin tek emaresi olarak da ortaya çıkabilir. Çoğunlukla sorulan “Hıçkırık niçin meblağ?” sorusunun pek oldukca değişik yanıtı bulunduğundan, uzun süre geçmeyen hıçkırık varlığında uzman hekime görünülmelidir. Hıçkırık, yakınma süresine bakılırsa 3 gruba ayrılır:

48 saat süreyle geçmeyen hıçkırık.

48 saat ile 1 ay içinde devam eden persistan hıçkırık.

1 ay ve daha uzun süre ile mevcud inatçı hıçkırık.

Hıçkırık iyi mi oluşur?

Tıpta singultus ya da senkronize diyafragmatik flutter olarak tanımlanan ve 100’den fazla tıbbi sebebi olduğu malum hıçkırık, göğüs boşluğu ile karın boşluğu içinde yer edinen, nefes alıp vermeyi kolaylaştıran ve sindirime destek olan diyafram olarak adlandırılan kasın istemsiz olarak birden kasılması ile ortaya çıkar. Hıçkırık esnasında duyulan ses ise, hıçkırırken akciğerlere hızla çekilen havanın, yutkunma esnasında ses tellerinin bulunmuş olduğu nefes borusunun kapanmasını elde eden epiglot kapakçığının birden kapanması sonucu oluşur. Hıçkırığı geçirmek için halk içinde korkutmak ve su içmek şeklinde yöntemler uygulansa da bunların tıbbi olarak bir karşılığı bulunmamaktadır.

Hıçkırık iyi mi geçer?

Hıçkırığı geçirmek için solunum manevraları uygulanabilir. Bunlar içinde valsalva manevrası şu demek oluyor ki, ağız yöntemiyle nefes alındıktan sonrasında burun kapatılarak, hava ile burunda ufak bir tazyik oluşturulması ve böylece kulak zarlarının dışa doğru hareket ettirilmesi çoğunlukla kullanılır. Aksırmak, nefes tutmak da hıçkırığın geçmesine destek solunum manevraları içinde yer alır. Bir öteki yöntem olan, kateter yardımıyla üst yutak bölgesi olarak malum nazofarenksin uyarılması da hıçkırığın giderilmesine destek sağlar. Bu yöntem ile nazofarenks, kateter ile direkt uyarılabilir, buzlu su ile gargara yapılabilir, toz şeker ya da sert bir ekmek parçası yutulabilir, dil dışarı doğru çekilebilir ya da limon ısırılarak da yapılabilir. Ek olarak solunan havada karbondioksit miktarını çoğaltmak için kısa aralıklarla kese kağıdı ve benzeri bir nesnenin içinde solumak da hıçkırığı ortandan kaldırabilir. Bazı durumlarda ilaçlı yada cerrahi yöntemler ile de tedavi uygulanabilir.

Hıçkırık hastalık habercisi olabilir

Çoğunlukla gülme, gıdıklanma, bilincinde olmadan hava yutulmasına, sigara ve alkol tüketimine bağlı olarak ortaya çıkan, kısa süre içinde kendiliğinden geçen hıçkırık, geçici bir hastalık olabileceği şeklinde uzun soluklu ve geçmeyen hıçkırık başta kalp ve öteki organlarda mevcud bir hastalığın habercisi de olabilir. Merkezi sinir sistemine ve sindirim sistemine bağlı hastalıkların varlığında da hıçkırık bir emare olarak görülebilir. Merkezi sinir sistemi hastalıkları içinde inme, ensefalit şu demek oluyor ki beyin iltihaplanması, menenjit ve kafa travmaları yer alır. Yaygın olarak hıçkırığın eşlik etmiş olduğu sindirim sistemi hastalıkları ise, reflü, gastrit, peptik ülser, pankreatit, safra kesesi hastalıkları ve aerofaji şu demek oluyor ki hızla yeme, içme ve anksiyeteye bağlı olarak istemsiz ve aşırı derecede hava yutulması sayılabilir. Enfeksiyon hastalıkları ve oluşan yeni dokulara şu demek oluyor ki neoplazmalara bağlı olarak ortaya çıkan lenf nodu da dirençli hıçkırığın sebepleri içinde yer alabilir. Uzun süre geçmeyen inatçı hıçkırık kişinin yeme, içme, konuşma ve uyuma şeklinde günlük aktiviteleri yapmakta güçlük çekmesine niçin olur. Bir süre sonrasında bitkinlik, bitkinlik, dehidrasyon öteki bir deyişle su kaybı ve kilo kaybı şeklinde problemler yaratabilir. 48 saatten uzun devam eden hıçkırık, klinik öneme haiz patolojik bir durumdur. Uzun süre geçmeyen hıçkırık varlığında ne olursa olsun uzman hekime başvurarak altta yatan sebep araştırılmalı, tedbir alınarak tedavi başlanmalıdır. Sizin de inatçı hıçkırık şeklinde uzun süredir devam eden hıçkırık şikayetiniz var ise sıhhat kontrollerinizi yaptırmayı dikkatsizlik etmeyin.