KEMİK ERİMESİ

Osteoporoz kemiğin birim hacmine düşen kemik kütlesinde dolayısıyla kemik kalitesi ve gücünde azalma sonucu kemiğin kırılgan hale gelmesidir. Bunun sonucunda da kemiklerde kırıklar ve bunlara bağlı gelişen problemler meydana gelir. Osteoporoz şu demek oluyor ki kemik erimesi toplumun yaşlanması ile beraber mühim bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir.

OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ) BELİRTİLERİ NELERDİR?

Osteoporoz kemiklerin sessiz hırsızıdır. Çoğu zaman kırık vakalarında ilk olarak akla osteoporoz gelmemektedir sadece pek oldukca kemik kırığının altında belirli nedenlerle tetiklenmiş olan osteoporoz bulunmaktadır.

Bununla beraber;

Boyda kısalma. Gençlik boyuna bakılırsa 3 santimetre’den fazla kısalma osteoporoz emaresi olabilir.

Kamburluk. Kamburluk eğer belirgin artmışsa karın bölgesi sıkışır, öne doğru çıkar ve iç organların bilhassa bağırsakların sıkışması ile şişkinlik ve kasıklara doğru yan ağrısı olabilir. Sadece bu osteoporoz emareleri sadece ileri safhalarda görülür.

Yaygın ağrı osteoporoz emaresi olabilmektedir. Eğer osteoporozu olan hastalarda ani ve şiddetli bel ve sırt ağrısı olursa ve belirgin hareket kısıtlılığı kırık olma olasılığını söz mevzusudur. Beklenmeden bir sıhhat kuruluşuna başvurulmalıdır.

OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ) NEDENLERİ NELERDİR?

Osteoporoz sebepleri yaş ve cinsiyete bakılırsa farklıdır. Bu da “Osteoporoz kimlerde sık görülür?”, “Osteoporoz risk faktörleri nedir?” sorularını gündeme getirmektedir.

Osteoporozun en mühim sebebi yaşlanma ve hanım olmaktır. Hanımefendiler erkeklere bakılırsa daha çok risk altındadır. Bilhassa de 50 yaş üstü ve menopoz sonrası hanımlarda kemik erimesi riski artar. En sık rastlanan sebebi hanımlarda menopoz sonrası östrojenin azalmasıdır (postmenopozal osteoporoz). Bu yaş grubunda bayanlar erkelere bakılırsa 5 kat daha çok osteoporoz riskine haizdir.  İlerleyen yaşlarda ise bilhassa 70 yaş üstünde yaşlanmayla ilişkili olarak kemik enerjisini yitirmeye adım atar ve her iki cinste de eşit oranda osteoporoz risk artışı görülür.

Romatoid artrit benzer biçimde iltihaplı eklem romatizmaları, kronik karaciğer hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği, hemodiyalize giren hastalarda ve böbrek nakli yapılmış olması osteoporoz nedenlerindendir.

Ek olarak organ nakli meydana getirilen hastalarda kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da osteoporoza niçin olabilir.

Paratiroid bezinin salgıladığı paratiroid hormon vücutta kalsiyum ve D vitamini dengesini elde eden en mühim unsurlarda biridir. Bu bezin aşırı emek vermesi sonucu olan hiperparatitoridizm, tiroid bezinin aşırı emek vermesi ile sonuçlanan hipertiroidizm de osteoporoza sebep olan hastalıklardandır.

Lösemi, lenfoma, multiple myelom benzer biçimde kanserler de osteoporoza niçin olabilir.

Aşırı kiloluluk ameliyatlarından sonrasında yada bazı bağırsak hastalıklarına bağlı görülen malabsorpsiyon şu demek oluyor ki bağırsaklarda olan besinlerin emilim bozuklukları da osteoporoz sebebi olabilir.

Bunların yanı sıra D vitamini eksikliği, aşırı alkol kullanımı, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam biçimi, egzersiz yapılmaması da mühim kemik erimesi nedenleridir.

Tertipli kullanılan kortizon, kan sulandırıcılar, depresyon ilaçları, mide koruyucu ilaçlar, epilepsi ilaçları, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar, bazı kanser ilaçları, organ nakillerinden sonrasında kullanılan bazı ilaçlar ve tiroid hormonu ilaçları osteoporoz riskini artırır.

Irklara bakılırsa görülme riskleri değişebilir. Mesela Beyaz ve Asyalılarda, Siyah ırka bakılırsa daha çok görülmektedir. Genetik faktörler en mühim risk faktörüdür.

Beslenme bozukluğu ve düşük şişman olma (Vücut kitle indeksi < 19) da osteoporoza sebep olan faktörlerdendir.

OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ) TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?

Kemik erimesi iyi mi anlaşılır?

Kemik yoğunluk ölçümü ile kemik kaybı tespiti yapılır. Kemik yoğunluğunda çıkan değerler genç erişkin değerleri ile karşılaştırılır ve normalden sapmalar T skoru kıymetini verir. Bu verilere bakılırsa Dünya Sıhhat Örgütü osteoporoz sınıflamıştır.

T skoru kıymeti;

-2,5 değerinin altında ise osteoporoz teşhisi konulmaktadır.

-1 ile -2,5 içinde ise tam kemik erimesi şu demek oluyor ki osteoporoz denilmemekte fakat osteopeni şu demek oluyor ki kemik erimesinin başlangıcı tanımı kullanılmaktadır.

T skoru -1’in üstünde ise osteoporoz kıymeti normaldir.

Kemik yoğunluğu ölçümünü menopoza giren tüm hanımefendilerin yaptırması uygundur. Bunun yanı sıra risk faktörleri olan gençlerde ve erkeklere de kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır. Kemik yoğunluğu düşük çıkan kişilerde ve tedavi görenlerde ölçümü yılda bir kez yenilemek uygundur. Fakat risk yok ise ve kemik ölçümü düzgüsel kıymet aralığında ise o süre 2-3 yılda bir kez yenilenebilir.

Bunun yanı sıra osteoporoza sebep olacak öteki hastalık ve durumların tespiti için kan ve idrar tahlilleri yapılır. Kemik yapımı ve yıkımını belirleyen belirteçler kan ve idrarda değerlendirilebilir. Osteoporoz teşhisi için çoğu zaman istenilen laboratuvar tetkikleri aşağıdaki gibidir.

Tam kan ve idrar analizi

Serum biyokimyası: ALP, Ca, P, total protein/alb, BUN, Cr, KCFT

25 OH kolekalsiferol

PTH

Serum protein elektroforezi

Tiroid fonksiyon testleri

24 saatlik idrarda Ca ekskresyonu

Serum yada idrarda NTX benzer biçimde kemik yıkım belirteçleri

Ek olarak, ayırıcı tanı için lüzumlu görüldüğü takdirde röntgen benzer biçimde değişik radyolojik tetkikle yapılabilir.

OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ) TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Osteoporoz mevzusunda dört gözle beklenen konuların başlangıcında “osteoporoz tedavi edilebilir mi?” sorusu gelmektedir. Osteoporoz tedavisinde amaç; kemik standardını çoğaltmak ve kemiği güçlendirerek kırık oluşumunu önlemektir.

Osteoporoz tedavisinde çeşitli ilaçlar (kemik yıkımını azaltanlar ve yapımı artıran ilaçlar) kan ve idrar tetkiki ile değerlendirilen ve uygun bulunan hastalara başlanabilir. Bu tedavilere minimum 1 yıl devam edilmeli ve sonrasında senelik kontroller ile tedavinin devamına karar verilmelidir. Fakat her osteoporoz ilacı her hastaya uygun değildir. Bu tedavilere doktorun yapacağı tetkiklerle karar verilmektedir.

Bunun yanı sıra osteoporoz tedavisi için kalsiyum ve D vitamini benzer biçimde destek tedavileri kesinlikle kullanılmalıdır. Yaşa bakılırsa gereksinim değişmekle beraber günlük averaj kalsiyum ihtiyacı 1000-1500 mg arasıdır. D vitaminini ise 30-60 ng/ml aralığında tutulması hedeflenir. Dolayısıyla gereksinim kişiden kişiye D vitamini değerine bakılırsa ayarlanmalıdır.

Fizyolojik aktivite ve egzersiz osteoporoz tedavisinin öteki bir mühim basamağıdır. Yürüyüş, hafifçe koşu benzer biçimde yük bindirici egzersizler ile kas güçlendirme egzersizlerinin kemik hacminin yenilenmesi adına önemleri meydana getirilen birçok çalışmada gösterilmiştir. Haftada minimum 3 kez 20-30 dakika yapılacak süratli yürüyüş kemikleri korumak için faydalıdır.

Osteoporoz tedavisinde yoga, vücudun esnekliğini çoğaltması, duruş şu demek oluyor ki postürün iyileştirilmesi, osteoporozun bir sonucu olan kamburluğun önlenmesi ve kişinin omurgasını denetim etmesi yönünden tavsiye edilen bir aktivitedir.

Osteoporoz tedavisinde dans, yerçekimine karşı meydana getirilen ritmik hareketleri içeren bir aktivite olduğundan kemikler için oldukça faydalıdır. Grup halinde meydana getirilen dans emek harcamaları kişinin motivasyonunu artırır, toplumsal katılımını sağlar ve yaşam kalitesi üstünde pozitif yönde etkisinde bırakır yapar. Tüm bu fizyolojik aktivitelerin hekim önerisi ve kontrolünde yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Bu grup hastaların gerek ileri yaşta olması, gerekse duruş bozukluklarına ve kas yıkımına bağlı olarak gelişen dengesizlik problemleri sebebiyle düşme riskleri yüksektir. Düşme riskinin önlenmesi, çeşitli korse benzer biçimde cihazların kullanımı ile hastaların yaşam kaliteleri artırılır.