Aybaşı kanamasının gecikmesi

Menstrüasyon periyodu ya da âdet döngüsü, her 21 ila 35 gün içinde ya da değişik bir deyişle averaj 28 günde bir vajenden kan gelmesi olarak tanımlanabilir. 2 ila 7 gün içinde devam eden kanama, âdet kanaması olarak adlandırılır. Âdetin gecikmesi ise âdet kanamasının minimum 7 gün süreyle gecikmesi durumudur.

Menstrüasyon sürecinin bir düzey içinde olması, vücutta pek oldukça değişik organın uyum içinde çalışmasına ve hormonal düzene bağlıdır. Âdet oluşumu için ilk olarak beyinde yer edinen hipotalamus bölgesi hipofiz bezini uyarır. Bir endokrin organı olan hipofiz bezi uyarıldığında LH ve FSH hormonlarını salgılar.

Bu hormonlar kan dolaşımı kanalıyla vücuda yayılır ve yumurtalıklara ulaştığında yumurtalık rezervinde bulunan yumurta foliküllerinin bir kısmının olgunlaşma sürecine girmesini sağlar. Yumurtaların içinde bulunmuş olduğu folikül ya da değişik bir deyişle kesecik, yeterince olgunlaştıktan sonrasında çatlar.

Yumurta, ihtimaller içinde döllenme için yumurtalıklarla rahim içinde bir kanal görevi gören fallop tüplerine atılırken yumurta folikülü, östrojen hormonu salgılar. Östrojen hormon seviyesinin yükselmesine bağlı olarak rahim duvarı ya da tıptaki adıyla endometrium kalınlaşır.

Bu durum, ihtimaller içinde gebelik durumunda embriyonun rahme tutunmasını ve bebeğin sağlıklı bir halde gelişmesi için uygun ortamın oluşmasını sağlar. Bir tek yumurta döllenmediğinde kan düzeyindeki östrojen hormonu azalırken progesteron hormonu artışa geçer. Progesteronun etkisiyle kalınlaşan rahim duvarı, pul pul dökülerek bir miktar kanla birlikte vajina kanalıyla vücut dışına atılır.

Âdet kanamasının başladığı gün 1. gün olarak kabul edilir ve bu döngü, averaj olarak her 28 günde bir kez tekrarlanır. Bazı hanımlarda âdet döngüsü, her 21 ila 35 gün içinde da gerçekleşebilir. Düzgüsel sınırlar içinde kabul edilen bu durum kişiden kişiye farklılık gösterir. Kişinin hamile kalması durumunda âdet kanaması kesilir.

Anacak gebelik haricinde âdet kanamasının 7 gün ve daha uzun süreyle kesilmesi durumu, âdet gecikmesi olarak tanımlanır. Doğrusu kişinin âdet kanamasının 5 gün gecikmesi düzgüsel bir durum olarak kabul edilirken, 10 gün gecikmesi bir problemin habercisi olabilir.

Pek oldukça sağlık probleminin emaresi olarak oluşabilen bu durumun bir yıl içinde 2 ya da 3 kez yaşanması çoğunlukla önem teşkil etmese de yıl içinde 3’ten fazla kez gerçekleşen âdet gecikmesinin sebeplerinin araştırılması gerekir. Âdet gecikmesi sebepleri mevzusuna geçmeden ilkin çoğunlukla sorulan “Âdet gecikmesi emareleri nedir?” sorusunu yanıtlamak gerekir.

 

Âdet Gecikmesi Emareleri Nedir?

Âdet gecikmesi pek oldukça değişik durumdan oluşabilir. İlk âdet kanamasının başladığı dönem olan erişkinlik ile menopoz dönemleri haricinde âdet kanamasının 7 günden daha oldukça gecikmesi düzgüsel kabul edilmez. Âdet gecikmesi, her 28 günde bir âdet gören kişi için 36 gün süresince âdet görmemesi durumudur.

Değişik bir deyişle âdet gecikmesi varlığında kişide değişik bir emare görülmez. Sağlıklı bireylerde gebelik haricindeki dönemlerde âdet döngüsünün tertipli bir halde gerçekleşmesi gerekir. Çoğunlukla dört gözle beklenen bir diğeri sual da “Âdet gecikmesi sebepleri nedir?” şeklindedir.

Âdet Gecikmesi Sebepleri Nedir?

Hormonal denge ve fizyolojik açıdan problemi olmayan her hanım, erişkinlik ile menopoz periyodu içinde tertipli olarak âdet kanaması görür. Averaj her 28 günde bir gerçekleşmesi beklenen kanamanın 21 ila 35 gün içinde gerçekleşmesi de tıbbi açıdan sağlıklı bir durum olarak kabul edilir. Bir tek âdet kanamasının 7 gün ve daha oldukça süreyle gecikmesi, âdet kanaması olarak tanımlanır. Âdet gecikmesinin pek oldukça değişik sebebi bulunur. Çoğunlukla âdet gecikmesine yol açan etkenlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:

Gebelik: Âdet gecikmesine yol açan ve sık görülen sebeplerin başlangıcında hamilelik gelir. Korunmasız bir halde etken cinsel yaşamı olan hanımlarda gebeliğe bağlı olarak âdet gecikmesi görülebilir.

Emzirme: Emzirme periyodu süresince kişi âdet görmeyebilir. Ek olarak âdet düzensizlikleri de yaşayabilir. Emzirme sürecinin sona ermesinin peşinden kişinin âdet döngüsü, düzgüsel düzenine geri döner.

Doğum Denetim İlaçları: İmplante edilen doğum denetim şekillerinin yanı sıra enjeksiyonla ya da tablet kanalıyla vücuda alınan doğum denetim ilaçları, kişinin âdet sürecinin gecikmesine yol açabilir.

Tiroit Problemleri: Hipertiroidi ya da hipotiroidi şeklinde sağlık sorunları, kişinin vücudunda hormonal değişime yol açabilir. Bu da kişinin âdet kanamasının gecikmesine niçin olabilir.

Polikistik Over Sendromu: Yumurtalıklarda oluşan kistik yapılar, kişinin yumurtlama fizyolojisinin farklılaşmasına niçin olur. Yumurtlama döngüsünün bozulmasına yol açan polikistik over sendromu bazı durumlarda yumurtlamanın tamamen durmasına da niçin olabilir. Yumurtlamanın kesintiye uğraması ya da tamamen durması, hormonal düzenin bozulmasına ve dolayısıyla âdet gecikmesine yol açabilir.

Kronik Hastalıklar: Hormonal dengenin değişmesine yol açan diyabet ya da çölyak şeklinde sağlık problemlerinin yanı sıra kilo değişimine yol açan bazı rahatsızlıklar da âdet gecikmesine niçin olabilir.

Menopoz: Üreme çağının sona erdiğinin bir işareti olan menopoz döneminde âdet kanaması tamamen kesilse de menopoz periyodu başlangıcında âdet döngüsü düzensizleşerek kanamanın gecikmesine yol açabilir.

Düşük Kilo: Kişinin değişik sebeplere bağlı olarak kilo kaybetmesi, vücuttaki hormonal düzenin değişmesine yol açarak kişinin âdet sürecinin gecikmesine niçin olabilir.

Fazla Kilo: Aşırı kiloluluk ya da şişmanlık, pek oldukça değişik sağlık problemine yol açabileceği şeklinde kişinin hormonal dengesini bozarak âdet gecikmesi yaşamasına da yol açabilir.

Stres: Stres başlı başına vücut fizyolojisini etkileyebilir. Yoğun strese maruz kalan kişilerde hormon salınımı düzensizleşebilir. Bu da kişinin âdet gecikmesi yaşamasına niçin olabilir.

Âdet Gecikmesi Tanı ve Tedavi Şekilleri Nedir?

Kişinin âdet kanamasının 7 gün ve daha uzun süreyle kesilmesi âdet gecikmesi olarak tanımlanır. Dolayısıyla kişi bu şikayetle hekime başvurduğunda tabip ilk olarak hastanın anamnezini alır. Kişinin âdet düzenini sorgular. Arkasından tabip, kişinin genel sağlık durumunun ve hormonal dengesinin araştırılması için hastayı muayene eder ve ek tetkikler ister. Laboratuvar testlerinin yanı sıra bazı durumlarda radyolojik görüntüleme tetkiklerinin yapılmasını isteyebilir. Âdet gecikmesine yol açan odak hastalığın tanısının koyulmasıyla birlikte tedavi aşamasına geçilir. Bu aşamada tedavi, odak hastalığa gore pek oldukça değişik yöntemle yapılabilir.